25 Şubat 2012 Cumartesi

ÜÇÜNÜN DE YERİ AYRI

Otobüsten her zaman indiğim durakta indim.
Gergindim. Alkol gerekliydi. Birileriyle buluşacaktım.
Zaten toplu bir halde içilecekti benim teşrifimden sonra. Ama şu an, yalnız  içeceğim
3 bira çok iyi gelecekti. Şişhane durağının arkasından uzanan merdivenlerden çıkarken,
uygun bir ağaç dibi kestirdim gözüme. Merdivenle örtülü tepeyi tırmandıktan sonra
gördüğüm ilk süper hatta çok süper marketin içine girdim.İhtiyacım olan yüksek olakollü
biralar kasaya yakın bir rafa yerleştirilmişti.3 kutu bira aldım ve dışarı çıktım

Hava buz gibiydi. Üşüyordum. En azından yağmur yoktu. Kaldırımlar kuruydu. rahatlıkla oturabilecektim. O ağacın dibine yanaştım, doğaya zarar vermediğini iddia eden poşetin içinden 
ilk içkimi çıkardım ve sigaramın ilk nefesi ile ilk yudumumu aldım.
...

14 Şubat 2012 Salı

HİÇİM VE İÇERİK

Karşındakine etkileyici bak:  Vay o nasıl bir karizma...
Kendine güvendiğini göster, rahat ol: Of mahvettin beni!
dimdik dur: İnanmıyorum ,hayata karşı duruşuna bak!
Ses tonunu ölçülü ve kararlı kullan: Artık kölenim!

Herhangi bir sosyal ortamda başarı sağlamak için uzmanların bize tavsiye ettiği
yöntemler bunlar. Bir anlamda sonuç şu: Ey insanoğlu, sen ne zaman kendinden
uzaklaşırsan, hissettiğinden uzak ve belirli bir biçimde davranırsan ve sen ne
zaman yenilgileri,umutsuzluğu veya karın açlığını yani bir anlamda hayatını
karşındakinden gizlersen başarı senin olur. Başarı bu düzeye indiğinden beri
çok başarılı insanla tanıştım ve hayran kaldım onlara. O kadar hayranım ki
aklımdaki figürleri değişmesin diye görüşmüyorum onlardan biriyle.

İnsan kendi hazırladı bu samimiyetsiz zemini.
Kitap okumak yerine, kitap özeti okumak.
Film izlemek yerine, filmle ilgili yorumları okuyarak bilgi sahibi olmak.
Mesela bunlar gibi sığ örnekler...
İnsan faaliyeti olan her alanda yaşandı bu sahtecilik. Olduğumuz gibi olamadık.
Sahip olmak istediğimiz biçimin kırıntıları olduk. Ve yukarıda bahsettiğim uzmanlar
da buna göre yorumladılar insanların başarı piramidini.

Geçmişi olmayan bir kişinin yazdığı özgeçmiş kadar kravat takmış halde samimiyet.
Yer yatağında yatıp,uyuyup, kalkıp, takım elbisesini üzerine geçirdikten sonra yola çıkıp,
plazadaki ,üzerindeki tek yararlı materyali kalemlik olan ucuz masasında yerini alan,
zavallı insancık oldu hayaller. Ve mastürbasyon yapıyor her paydosta. Mutluluğun içi
boşaltılmış, hormon basılmış her bir gülümsemeye. Suni lezzetlerle oluştu fikirlerimiz,
her bir davranışımızda  pas tadı geliyor  ağzımıza .

Şu bir gerçek gidilen yer istenilen yer. Kimse istemediği bir şeyi yaşamıyor çünkü.
Tercih deyip geçmek de var. Ama şöyle bir şey de var:
Günün sonunda herkesin alnından ter akıyor. İki kişi var ve ikisini de öpüyorum.
Biri ter kokuyor, diğeri parfüm. Ter bir kusur değil hoşgörüyorum. Ama ter ile sevişmiş olan parfüm midemi bulandırıyor

Ne kadar yabancılaşırsan gerçeğe, bir zaman sonra insan olarak da o kadar tarifsizleşiyorsun.

11 Şubat 2012 Cumartesi

GİRİŞ, GELİŞME, ÇÖKÜŞ.

Ben bu hikayeyi aynı gün içinde 3 kişiye anlattım.Çok sarhoştum
Ama kayıplarımı aklımdan çıkaramayacak kadar da değildim.

"Bak burası 30 yıl önce bir deniz kıyısıydı. Belki de yüzülüyordu.
Yazın sıcaktan derilerinin yüzülmesine inat insanlar yüzüyordu burada belki.
yıl oldu sonraki yıllar. Hep doldurdular burayı.
Yol, park, restoran falan filan...
Şimdi bu doldurulan zemin benim ve kat kat dikiyorum binayı bozuk olan zemine inat.
Sonra bir deprem pat! Deniz yerini buluyor işte.
Zemin sakattı, yıkıldım. İçi su... Boğuluyorum.
Her beş yılda bir oluyor bu. Dikiyorum bi bina daha cahil kafamla.
Yıkılıyorum yine. Pat!"

Ne yaparsam yapayım sonum dibe çöküş.
Şu yeniden bir şeyler yapmaya çalışma, yeniden hayata başlama olayları da pek sırıtıyor
artık. Ulan insan bu kadar mı kaybeden olur? Yok yaşım elli değil
Ama bir şeyler oldu sanki. Evet. Yaşadım gibi.

Her zaman dümdüz gitmem yeterliydi. Ben aksine çok sevdim yan yolları.
Yan yollar nereye gideceğini çok iyi bilenler içindir. Neye ihtiyacı olduğunu ,
ne için yol aldığını bilenler için...
Bu yollarda kaybolmasaydım veya hep çıkmaz sokakları bulmasaydım, diktiğim
binalar çökmeyecekti. En azından benim binalar az hasarlı olacaktı . Yıkılmayacaktım.

Reklamlardaki "Bu dağ gibi bulaşıkların üstesinden kim gelecek" diyen fingirdek kadın gibiyim.
Yalnız benim bir sıvıya ya da süngere ihtiyacım yok.
unutmam yeterli.
o ye!!